Çerkezköy, Tekirdağ iline bağlı ilçe.
Dogu ve Guneyde İstanbul ilinin Çatalca ve Silivri ilceleri ile. Guneybatida Tekirdag’in Çorlu ilcesi, Batida Kirklareli’nin Luleburgaz. Kuzeyde Tekirdag’in Saray İlceleri ile Çevrili olan ilce. bağlı bulundugu ilin alan bakimindan en kucuk ilcesidir.
Ayrica Çerkezkoy Devletin Sanayi Yapilasmasi icin vakti zamaninda tesvik kredileri vererek cazibesini arttirmaya calistigi bir bolgedir. Nitekim basarilida olunmustur, merkezin hemen yakinindaki cerkezkoy organize sanayi bolgesinde zibil gibi fabrika vardi. İsbu nedenle sabahlari cerkezkoy yollarinda gorulebilecek isci servis otobuslerinin sayisi dumur yaratir.
Çerkezköy coğrafyasında ilk kurulan köyün, Çerkezköy mü yoksa Türbedere mi olduğu yönünde değişik görüşler bulunmaktadır. Atatürk İlköğretim Okulu bahçesinde olan türbe nedeniyle, Çerkez yerleşiminin öncesinde ve sonrasında dere yatağının olduğu bölge “Türbedere” diye adlandırılıyordu. Bugün Çerkezköy’de yaşayan bazı vatandaşların elinde, Çerkez göçleri öncesi döneme ait Türbedere kayıtlı tapuların bulunması, burada 1863 öncesine; 1847-1848 yıllarına uzanan bir yaşamın bulunduğu göstermektedir. Her ne kadar Çerkez göçü öncesi. Başbakanlık Osmanlı Arşivleri’nde, Fon Kodu HH.d… Gömlek No.su 17434 olan belgede. “Çerkes karyesinde Türbedere’de yapılacak olan inşaatın keşif bedeli” ibaresi olması, Türbedere’nin öncelikli olarak bir mevki adı olduğunu gösteriyor. Osmanlı-Rus Savaşı sonrası yeni göçlere açılmasıyla bu yerleşim yerinin adının, 1878 -1911 yılları arasında Türbedere olarak geçtiği. 1888-1907 yılları arasında da Türbedere’nin statüsünün, Türbedere yöresi, Türbedere Köyü ve Türbedere Nahiyesi olarak tanımlandığı söylenebilir.
Geçmişten bugüne aktarılanlar ve ortaya çıkan belgelere dayanarak yapılan incelemelerde. Osmanlı-Rus Savaşı’nın ardından bu coğrafyada aslında iç içe geçmiş 3 köyün varlığından söz edilmektedir. Birincisi, bugünkü Çerkezköy Belediyesi ile türbenin olduğu Atatürk İlköğretim Okulu’nun çevresindeki Çerkezköy. İkincisi dere yatağı çevresindeki Türbedere ve üçüncü olarak da Garnizon Komutanlığı’nın olduğu yerdeki Yeniköy. Bu üç köyün varlığı 1911 yılında bu yerleşim yerinin nahiye ve belediye olmasını sağlamış. İlk Belediye Başkanı Molla Mehmet Efendi ve beraberindekiler bölgenin isminin Türbedere olarak kalıcılığının sağlanmasını isteğinde Edirne Valiliği bu isteği kabul etmemişti. Edirne Valiliği’nin kararından sonra bu yerleşim yerinin ismi, Çerkezköy olarak kalıcı hale gelmiştir.
Çerkezköy, 26 Ekim 1912 ile (bazı kaynaklara göre ise de Kasım ayı başında) 30 Haziran 1913 tarihleri arasında Bulgar işgaline, 23 Temmuz 1920 ile 30 Ekim 1922 tarihleri arasında Yunan işgaline uğradı. Kuruluşundan beri Çorlu’ya bağlı olan Çerkezköy, 1914 yılında Kırkkilise’nin Saray Kazasına bağlandı. 15 Ekim 1923 yılında Saray ile birlikte Tekirdağ’a bağlanan Çerkezköy, 1 Nisan 1958’de ilçe yapıldı ve Kaymakamlığına da Yusuf Ziya Doğan atandı.
Tekirdağ, Türkiye‘nin bir ili ve en kalabalık yirmi ikinci şehridir. Tekirdağ nüfusu 2019 yılına göre 1.055.412’dir. Bu nüfus, 542.646 erkek ve 512.766 kadından oluşmaktadır. Yüzde olarak ise: %51,42 erkek, %48,58 kadındır. Marmara Bölgesi‘nin Trakya yakasında bulunur; doğuda İstanbul, güneyde Marmara Denizi ve Çanakkale, batıda Edirne, kuzeyde Kırklareli ve kuzeydoğuda Karadeniz ile çevrilidir. 2012 yılında nüfusu 750.000’i geçen 14 adet il TBMM‘de kabul edilen kanun ile büyükşehir statüsü kazandığı için Türkiye’nin 30 büyükşehrinden biridir. 30 Mart 2014’te yapılan yerel seçimlerin ardından resmen büyükşehir belediyeciliği ile yönetilmeye başlamıştır, hizmet sahası 6.339 kilometrekare olarak tüm il sınırlarıdır. Bu kanunla üç yeni ilçe kurulmuştur. Bunlar, Süleymanpaşa, Kapaklı ve Ergene‘dir. Bu ilçelerle birlikte toplam ilçe sayısı on birdir.
Tekirdağ, Bizans döneminde Bisanthe (Βισανθη) ve sonraları Rodosto (Ρωδοστο) adıyla anılmıştır. Kenti ele geçiren Türkler, şehre önceleri Rodosçuk, 18. yüzyıldan itibaren de Tekfur Dağı demeye başlamışlardır. Tekfur Ermeniceden alıntı bir sözcük olup Osmanlı Türkçesinde Hristiyan hükümdarlara verilen bir sandır. Aslı tagovar, anlamı ise taç taşıyandır. Cumhuriyetin ilanından sonra tekfur sözcüğü atılarak yerine sesçe benzeşen tekir getirilmiştir.
Tekirdağ’ı bir Yunan kolonisi olarak kurulduğu kabul edilegelmiştir. Sisam Adasından gelen kolonicilerin ilk olarak kurduğu şehir “Bisanthe” adıyla bilinir. Bu ad ile Bizans kelimesi arasındaki benzerlik dikkat çekicidir. Bu isim kent, Trak kökenli Odris Krallığı yönetimi altına girdiğinde de kullanılmıştır. Bu görüşü kabul edenler Roma İmparatorluğu döneminde şehrin “Rhaedestus” olarak yeniden adlandırıldığını öne sürer. Fakat Bisanthe şehrinin, Tekirdağ merkezde değil, merkeze bağlı Barbaros beldesinde olduğunu savunan yeni görüşler de vardır.[1][2] Pliny adıyla da bilinen Romalı tarihçi Gaius Plinius Secundus, Bisanthe şehrinden ve bu şehirden ayrı “Resisto” adında başka bir şehirden söz eder.[2][3] Bu doğrultuda Bisanthe ismini değil de Resisto/Resisthon adı Tekirdağ’ın bilinen ilk ismi olarak kabul edilebilinir.
Önceleri Roma kökenli Rhaedestos ismi ile anılan şehir, Doğu Roma İmparatorluğu dönemine denk gelen Ortaçağ boyunca bu isimde gelen “Rodosto” adı ile bilinir. Osmanlılarda şehri ilk aldıklarında yine bu ismimden türetilmiş “Rodosçuk” ismini kullanır. Ama daha sonra şehir “Tekfurdağı” ismi ile anılmış, Türkiye Cumhuriyeti‘nin ilk yıllarında ise kentin güneybatısında yer alan Tekir Dağı vesilesiyle şehrin adı “Tekirdağ” olarak resmileştirilmiştir.
Tekirdağ’da insan yerleşimi ile ilgili en eski kalıntılara Karansıllı köyü dolaylarındaki Yatak, Kuştepe ve Malkara yakınlarındaki Balıtepe adlı buluntu yerlerinde rastlanmıştır. Bunlar Alt Paleolitik Çağ’a ait aletlerin bulunduğu açıkhava buluntu yerleridir. Tipolojik olarak bir milyon yıl ile 250 bin yıl önceleri arasına tarihlenebilirler. Tekirdağ’ın hemen doğusunda bulunan Menekşe Çatağı ise Kalkolitik Çağ’dan Helenistik Dönem’e kadar yerleşilmiş bir buluntu yeridir.
Tekirdağ’ın eski tarihi Trakya’daki diğer illere paralellik gösterir; ilk olarak Traklar tarafından iskan edilen bölge, Makedon, Pers, Roma ve Bizans egemenliğinin ardından 1357’de I. Murat tarafından fethedilerek Osmanlı topraklarına katılmıştır. 1703 yılında Avusturya İmparatorluğu’na karşı bağımsızlık mücadelesi veren asi Macar prensi Rakoczi’ye de ev sahipliği yapmış olan Tekirdağ, Osmanlı döneminin sonlarında Edirne vilayetine bağlı bir sancak merkezi idi. 93 Harbi’nde (1878) Rus, Balkan Harbi’nde (1912) Bulgar ve I. Dünya Savaşı‘ndan sonra (1920-1922) Yunan işgali yaşayan il, Türk Kurtuluş Savaşı ile gelen zaferin ardından 13 Kasım 1922 tarihinde kalıcı olarak Türk topraklarına katıldı.
_______________________
Çerkezköy Haber Gazetesi : http://www.cerkezkoyhaber.com.tr/
Çerkezköy Havadis Gazetesi : https://www.cerkezkoyhavadis.com/
Çerkezköy Gazetesi : http://www.cerkezkoy.com.tr/
Çerkezköy Express Gazetesi : https://www.cerkezkoyekspres.com/